29.10.2019

Borsa Nasıl Oynanır? Borsadan Etkin Para Kazanmak?

Merhaba, borsa nasıl oynanır, borsa kumar mıdır? İşte bu videomuzda bugün bunları anlatacağım. Öncelikle, borsa kumar mıdır?
Birçok piyasa profesyoneline sorduğunuzda borsa bir kumar değil. Borsa bir yatırımdır, hatta borsa oyun değildir diyeceklerdir.
Ancak onların yüz katı kadar kişi de size borsa kumardır diyecektir. Burada doğru olanı nedir? Kim haklıdır?


Bu her şeyden önce borsayı nasıl oynadığınıza bağlı. Kumarbaz gibi mi oynuyorsunuz? Yoksa kumarhane gibi mi oynuyorsunuz?
Kumarbaz gibi oynamak ne demek? Kumarbaz gibi oynamak işinizi şansa bırakmak demektir.
Kumarhane gibi oynamak ne demekse. Onu da birazdan anlatacağım ama önce borsa hakkında birkaç küçük bilgi.
Borsa İstanbul çok ilginç bir borsa değil. Özellikle Türkiye ekonomisinin dünyadaki yerine baktığımız zaman.
Türkiye ekonomisi dünyanın on yedinci büyük ekonomisi.
Borsa İstanbul bu ekonomik büyüklüğe göre hiç de öyle yüksek bir yerde bulunmuyor. Hatta kigerek piyasa değeri olsun, gerek işlem hacmi olsun, gerek kote olan şirket sayısı olsun veya piyasa değeri bölü gayri safi yurtiçi hasıla oranı olsun vasatın altında bir yerde bulunuyor.
Buna rağmen borsada işlem gören hisse senetlerinin yüzde 65'i yabancıların elinde bulunuyor.
Yüzde 35'i de yerlilerde. Bu yabancılar kimdir dediğimizde de. Yabancıların elindeki portföyün yüzde 99'u 2500 adet fon ve kurumun elinde bulunuyor.
Yerliler kimdir dediğimizde, özellikle yerli bireysel yatırımcılar kimdir dediğimizde işte burada da. Merkezi Kayıtı Kuruluşu'nun verilerine göre yaklaşık bir milyon iki yüz bin yatırımcı bulunuyor.
Bunların içerisinde hisse portföyü bin liradan daha az olanların sayısı yaklaşık. 600 Bin. Bu kişiler kimler?
Bunlar zamanında borsaya girip yatırım yapmışlar, ve geride sadece bin liradan daha az bir yatırımları kalmış, yani bu insanlar borsada bir şeyler alıp satmışlar büyük ölçüde de kaybetmişler ve sonra çıkıp gitmişler.
Elbette ki içlerinde çok kazanıp bir ev almak için gideyim hisselerimi satayım kendime eve alayım kendime bir araba alayım diyen böyle insanlar olmuş olabilir, ancak bu 600 bin kişi çoğunlukla kaybetmiş insanlardan oluşuyor.
İşte onlara sorduğumuz zaman onlar size onlar size "borsa kumardır" diyeceklerdir 6 bin tane aracı kurum ve portföy yönetimi şirketi çalışanına sorduğunuzda "Hayır borsa bir yatırımdır" diyecektir.
Şimdi burada. Borsa İstanbul o kadar ilginç bir borsa olmadığı halde yabancı yatırımcının ilgisi neden bu kadar büyük? Bunu kendimize sormalıyız.
Ayrıca, biz bu ülkede yaşıyoruz ve bu ülkede çok büyük olaylar olduğunu da gördük.
Özellikle terör olayları oldu, ekonomik krizler yaşandı, darbe girişimi görüldü, bir sürü böyle olumsuz şeyler yaşadık biz.
Tüm bunlara rağmen yabancıların oranı bu yüzde 65 ile 60 arasında gidip geliyor bunlar hiçbir zaman Türkiye'den her şeyi satıp çıkıp gitmiyorlar.
Bunun sebebi Türkiye'nin geleceğine güvenmeleri, Türkiye'nin bölgesel bir güç olmasının beklentileri de olabilir ama bence öyle değil.
Bunların da payı olsa bile burada çok daha önemli bir şey var. Şimdi size onu anlatacağım. İşlem hacmi piyasa değeri diye bir oran var.
Bu oran bize borsadaki hisselerin ne sıklıkta alınıp satıldığını gösteriyor. İşte baktığımız zaman dünyadaki diğer borsalara.
Bunların içerisinde NASDAQ bu oranda en yüksek borsa oluyor. NASDAQ bu oranın en yüksek olduğu borsa.
NASDAQ dediğimiz zaman bütün bu algoritmik işlemlerin, yüksek frekanslı işlemlerin robotların falan çalıştığı yer. Bunun da birinci sırada olması normal.
İkinci sırada Şenzen Borsası var, üçüncü sırada Taipei Borsası var Tayvan'ın.
Dördüncü sırada kim var? Dördüncü sırada Borsa İstanbul var. Borsa İstanbul'un işlem hacmi bölü piyasa değeri oranı.
Yüzde 174. Yabancı yatırımcılar, Ellerinde yüzde 60, 65'ini bulundurdukları halde borsanın o işlem hacminin yüzde yirmisini yapıyorlar.
Yerliler ise yüzde 80'inin yapıyorlar. Bu yüzde 80'in içerisinde yüzde 70'ini yerli bireysel yatırımcılar yapıyorlar.
Yerli bireysel yatırımcıların elindeki hisse senedi de o toplam hisse senedi pastası içerisinde yüzde 19.
Yüzde 19'la yüzde 70'i yapıyorlar. Yabancı yatırımcılar yüzde 65'le yüzde 20'sini yapıyorlar.
Bu ne demek? Yani yabancılar bir işlem yaptıkları zaman bir şey aldıkları zaman uzun vadeli alıyorlar, ellerinde uzun bir süre tutuyorlar. Yerli bireysel yatırımcılar da sürekli alıp satıyorlar, fazla ellerinde tutmak istemiyorlar. İşte o nedenle de bu oran yüzde 174'e çıkıyor Borsa İstanbul için.
Bunu neden anlattım? Bu yabancı kurumsal yatırımcılar dediğimiz kişiler zaten finans işinde olanlar. Bu işi bilen insanlar, mesleği bu olan insanlar. Bireysel yatırımcılar ise çoğunlukla bu meslekten olmayan insanlar.


İşte bu yatırım işinde olanlar, mesleği bu olanlar şunu biliyorlar:
Warren Buffet'ın bir sözü var. Borsa sabırsız olandan sabırlı olana para transferi yapan bir araçtır. Onlar bunu biliyorlar.
Siz bunu belki bilmiyorsunuz. Dolayısıyla siz gidip ne kadar alıp satarsanız, ne kadar çok alıp satarsanız, onlar için o kadar iyi bir ortam oluşturmuş oluyorsunuz.
O yüzden, burada ekonomi kötüye gitmiş falan hiç fark etmiyor, bu insanlar için Borsa İstanbul'da bulunmak, yatırım yapmak bulunmaz nimet çok bu işten mutlular, o yüzden de hiçbir zaman çekip gitmiyorlar.
Çünkü her zaman alıp satacak, sürekli alıp satacak ve kaybedecek birileri var burada. Her zaman olaya böyle bir kumarbaz gibi yaklaşan, olaya bir kumar gibi yaklaşan insanlar var.


Şimdi. Kumarhane gibi oynamak ne demek onu anlatmaya çalışayım size. Öncelikle bir kumar oyunundan bahsedeceğim bu bir rulet oyunu.
Rulet dediğimiz zaman bu tamamen bir şans oyunudur. Burada bir şey kazanıyorsa birileri tamamen şans sebebiyle kazanıyordur yada bir hile vardır.
Rulet dediğimiz şey şöyle bir teker, üzerinde delikler var, 18 tane kırmızı, 18 tane siyah bir tane de yeşil renkli delik var, üzerilerinde numaralar var 18 kırmızı numara var, 18 tane siyah numara var, yeşil numara da her zaman 0 numarası oluyor.
Kumarbazlar gelip burada bir sayıya oynayabiliyorlar, veya bir renge oynuyorlar kırmızıya veya siyaha, yeşile oynayamıyorlar çünkü ne zaman yeşil gelirse kumarhane kazanıyor.
İşte burada diyelim ki bir kumarbaz kırmızıya oynuyor. Kaybederse bütün koyduğu parayı kaybediyor, kazanırsa da iki katını kazanıyor.
Bu kumarbazın kazanma şansı nedir? 18 bölü 37'dir yani yüzde 50'den daha düşüktür.
Kumarhanenin kazanma şansı nedir, yani kumarhanenin sayısının çıkma şansı 1 bölü 37 yüzde 2,7 'dir. Yani kumarhanenin, kumarbazlara göre yüzde 2,7 'lik bir avantajı var bu oyunda.
Şimdi bütün kumarbazlar geliyorlar, rulet masasının etrafında çeşitli sayılara oynuyorlar.
Onların sayısı gelirse 36 katını kazanacaklar. Ruletin tekeri dönüyor ve top gidip bir tane deliğe giriyor.
İşte kimin deliğine girdiyse o parayı kazanıyor, diğerleri de kaybediyorlar. Diyelim ki
bir adam gitti bir sayıya oynadı o sayı da geldi 36 katı parayı alacak.
Burada diğer deliklere oynananların içerisindeki toplam para bu 36 kata karşılık gelmiyor o zaman ne oluyor?
Kumarhane bu parayı bu adamlar ödüyor. Yani kumarhane için de bir şans durumu söz konusu.
Kumarhanenin de şansı yaver gitmeyebilir. Kumarhane de para kaybedebilir.
Böyle insanlar gelsin, kumar oynasınlar, paralarını kaybetsinler diye çıkartılmış hikayeler vardır.Bilmem kim gelmiş, üç defa arka arkaya kazanmış.
Bu 50 binde bir olacak bir ihtimalmiş. Adam çok para kazanmış, zengin olmuş, gitmiş vs hikayeleri her zaman vardır. Bunların bir kısmı da hakikaten gerçektir.
Böyle şeyler olabilir. Ancak burada ortada bir istatistik var.
İstatistiksel olarak kumarhane bu işi kazanacak. Yani o yüzde 2,7'lik avantaj sayesinde ne kadar çok insan kumar oynarsa o kadar çok kaybedecekler kumarhane de kazanacak.
Kumarbazlar bu oyunu oynadıkları zaman kumar oynamış oluyorlar. Ama kumarhane kumar oynamıyor. Herkes aynı oyunu oynuyor.
Kumarhane kumar oynamıyor. Çünkü kumarhanenin yüzde 2,7'lik bir avantajı var.
İşte siz de kumarhane gibi oynayacaksanız bu oyunu, sizin de bir avantajınız olması gerekiyor.
Bu avantaj da bilginizdir. Bilgi derken de kesinlikle burada içeriden öğrenilen yasal olmayan bir bilgiden bahsetmiyoruz.

Burada bahsettiğimiz bilgi şudur:
Bir. Neyi alıp neyi sattığınızı bileceksiniz. Bu yatırım yaptığınız şirket nedir?
Bunu hakikaten anlayabiliyor musunuz? Yani sadece orada ismini görmek yetmiyor.
Ne iş yaptığını, nasıl bir sektörde olduğunu, nasıl bir geleceği olduğunu, nasıl bir yönetimi olduğunu.
Bunları anlayabiliyor musunuz? Bu bir.

İkincisi de: Bu alıp sattığınız şeyin fiyatı ucuz mudur, pahalı mıdır? Ucuz mudur, pahalı mıdır bunu biliyor musunuz? Bu ikisini bilmeniz gerekiyor.

Burada yatırım yaparken iki tane yöntem var:
İşte biri teknik analiz biri temel analiz. Ben size burada teknik analizi önermiyorum.
Benim videolarımı izlediğiniz zaman, benim dolar videolarımı, altın videolarımı izlediğiniz zaman ben orada teknik analiz yapıyorum çünkü zaten başka yapabilecek bir şey yok.
Hisseler için ise teknik analizi önermiyorum. Bu, insanlara kolay geliyor teknik analizi yapmak.
Halbuki teknik analizi yapmak çok daha zor temel analize göre. Neden?

Çünkü teknik analizi yapacaksanız:
Bir: Kendiniz yapacaksınız.
İki: Teknik analizi bileceksiniz.
Üç: Risk yönetimini bileceksiniz.
Dört: Yatırımcı psikolojisini, davranışsal finansı bilerek.

Trade yani alım satım disiplinine sahip olacaksınız. Bunlar çok zor şeyler hakikaten. Temel analiz olduğu zaman. Onu da sizin yapmanı gerekmiyor mu? Hayır gerekmiyor. Çünkü burada yapılmışı var.
İşte o analist arkadaşlar gidiyorlar, şirketlerle görüşüyorlar, şirketleri inceliyorlar ve raporlar yazıyorlar.
Bu raporlar bu şirketin ne olduğunu anlatıyorlar. Bu alıp sattığımız şey nedir? Mesela Petkim. Bu Petkim nedir?
Bu AYPE denilen şey nedir, yüksek yoğunluklu polietilen denilen şey nedir? Bunların hepsini bu arkadaşlar anlatıyorlar.
Neyi aldığınızı neyi sattığınızı biliyorsunuz bu raporları okuduğunuz zaman.

İkincisi de. Bu aldığım sattığım şeyin fiyatı ucuz mudur pahalı mıdır?
İşte burada bütün o yapılan analizler, bütün o yapılan projeksiyonlar en sonunda bir tane sayıya indirgeniyor.
O bir tane sayı da bu şirketin olması gereken piyasa değeridir.
Şirketin bir piyasa değeri var. Diyelim ki 50 milyon liralık bir piyasa değeri var şirketin.
Oturuyor analist arkadaş hesaplıyor ve diyor ki bunun piyasa değeri 100 milyon lira olmalı.
O zaman şunu diyebiliriz: Bu demek ki ucuz şu anda işlem gören bir hisse.
Şimdi analist arkadaş burada yanlış yapmış olamaz mı? Buradaki varsayımlarında bir tanesi yanlış olamaz mı? Bir veya birkaç tanesi yanlış olabilir. Hatta varsayımları aslında doğru yapılmış olabilir ama beklenmeyen bir şeyler de olabilir. O zaman ne yapmak gerekiyor?


O zaman iki şey yapmak gerekiyor:
Birincisi zaten çok ucuz olanlardan bir hisse seçmek gerekiyor ki yüzde ondur, onbeştir gibi şeyler değil şöyle bir 25, 30 ve daha ucuz olabilen hisselerden bir seçim yapmamız gerekiyor ki böyle bir hata payı da olsa gene de yüksek bir potansiyeli bulunsun.
İkincisi tek bir hisseye yatırım yapmamak gerekiyor. Bunu defalarca vurgulamak lazım, tek bir hisseye yatırım yapmamak gerekiyor.
Bunu çok iyi anlamak lazım. Bir sepet yapmak gerekiyor hisselerden, bu riski dağıtmak gerekiyor. O yüzden.

Ben şunu kimseye tavsiye etmiyorum:
Hayatınızda borsa yatırımı yapmadıysanız, ilk kez borsaya girecekseniz, lütfen ve lütfen, bir halka arzla borsaya girmeyin.
Çünkü tek bir hisseyle borsaya giriyorsunuz, böyle bir sepet yapmıyorsunuz, riski dağıtmıyorsunuz, hayatınızda da bu işler yapmamışsınız ilk girişiniz halka arzla olmasın.
Görüyoruz bankalar, mevduat müşterisi gibi sabit getirili menkul kıymete yatırım yapan.
Hiçbir risk almak istemeyen müşteriye "şöyle güzel halka arz var, böyle bilmem ne var" diye SMS gönderiyor, e-posta gönderiyorlar, bu işi pazarlıyorlar, bunu ben çok yanlış buluyorum.
Evet sonunda onlar kazanıyorlar aracı kurumları vasıtasıyla ama yatırımcı tek bir hisse senediyle borsaya girmiş oluyor işte ondan sonra o kaybetmiş 600 bin insanın arasına katılmış oluyor. Ondan sonra bu borsa kumardır diyor o adamlar.
Ve bu piyasa ondan sonra neden gelişmiyor diyoruz. Bu gelişmemesinin sebeplerinden bir tanesi de bu bence maalesef.
Bu işlerin bu şekilde devam etmesi, "Aman işte halka arzlar olsun, ama insanlar gelsin" denmesi de güzel bir şey değil. Bunu da burada belirteyim. Şimdi devam edecek olursak. Burada demek ki siz neyi alıp neyi sattığınızı bileceksiniz.
Ucuz hisselerden alacaksınız, ve de bu ucuz aldığınız hisseler de iyi hisseler olacak. Gene Buffet'ın bir sözü var. Ben herhangi bir şirketi çok ucuza almaktansa iyi bir şirketi daha az ucuza almayı tercih ederim.


İşte bu alıp sattığınız şeyin ne olduğunu anlamanız o yüzden çok önemli. Burada da bu raporlar güvenmeniz gerekiyor. Raporlara da nasıl güveneceksiniz?
Ben zamanında bu işi yaptım. Ben bu işin okulundan mezun oldum. İşletmesini okudum, finansını da okudum, iki bölümü bitirdim.
Geldim araştırma işi için başvuruda bulundum. O zamanlar böyle bir lisanslama diye bir şey yoktu ama benim başvurduğum şirkette bir sınav vardı ben o sınava da girdim, o sınavı da geçtim. Ondan sonra dediler ki.
Tamam artık sen analist olabilirsin. İşte sana bir şirket, sen şimdi bir bunu oku, öğren. Bak bakalım bu neymiş?
Bana da işte o Petkim'i verdiler. İşte siz bu işi çok iyi biliyor olsanız dahi şirketi tanımak için, sektörü tanımak için en aşağı bir, bir buçuk iki ay vakit geçirmeniz gerekiyor. Bir sürü şeyi okuyup anlamanız gerekiyor.
O yüzden bir analist hakkıyla şöyle bir on tane şirkete bakabilir, on tane senedi inceleyebilir.
Bunun daha ötesini de ben inceliyorum, hepsine bir değerleme yapıyorum falan diyorsa o zaman o işi hakkıyla yapamıyor demektir.
Kimse kusura bakmasın, o yüzden böyle bir iki kişilik araştırmaların olduğu yerlerin yazdığı raporlar, yaptığı değerlemelerin ben çok da sağlıklı olduğuna inanmıyorum ama daha büyük araştırma grupları olan aracı kurumlarımız var. Onların yazdığı raporlar var onlardan faydalanabilirsiniz.
Hiç bir yerden bunları bulamazsanız bizim kanalfinans.com sitemize gelebilirsiniz orada bizim hisse önerileri diye bir sayfamız var. Biz o sayfamız içerisinde aracı kurumların yaptığı ister teknik analiz olsun, ister temel analiz olsun bunlara göre yapmış oldukları hisse önerilerini, hisse listelerini burada yayınlıyoruz.
Siz de bu listelere bakıp bunlardan faydalanabilirsiniz. Bakarsınız, ucuz olan şirketleri belirlersiniz. Ondan sonra bu şirketler neymiş dediğiniz zaman.
Gene bizim kanalfinans'ta hisse yorumları sayfalarımız var. İlgili hissenin sayfasına gidersiniz orada yazılmış bütün raporları, çıkmış yorumları, aracı kurumlar, uzman kişiler tarafından yapılmış yorumları okuyabilirsiniz, şirket hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Ve böylelikle işte burada yapılmış olanı var dediğim bunlardan siz de faydalanabilirsiniz. Ancak buradaki temel sorun bunları okumamak öğrenmemek değil bunlara kıymet vermemek.
Bunların arkasında bir art niyet aramak. Bir kurumun yazdığı şeyi beğenmiyorsunuz o zaman başka bir kurumun o şirket hakkında yazmış olduğu raporu değerlendirebilirsiniz.
Ben şimdi burada başımdan geçen bir hikayeden bahsedeceğim. Bizim şirketin bir çaycısı vardı, arşatırma şirketinin. Bu çaycı da araştırma raporlarını görüyor üzerinde hisseler şu hisse için AL, SAT, TUT gibi tavsiyeler var.
O da gitmiş, bir şeyler almış bunlara bakarak. Fakat adam almış ama borsa bir yere gitmiyor. Hatta biraz aşağı da gidiyor. Hisseler de para kaybettiriyor bu kişiye. Bir gün geldi artık canına tak etmiş sürekli para kaybediyor adam.

Gelmiş araştırmanın ortasında bağırdı:
"Bunların yazdıkların raporlarla hiçbir şey alınmaz, Zaten bunlardan bir şey olsaydı bu Emre Bey zengin olurdu" dedi adam.
Emre Bey dediği de bizim şef analist o sırada. Emre'ye döndü ve Emre'nin kendisinin de bir yatırımı varmış.
"Ya evet ben de zarardayım" dedi Emre de. Tabi ondan sonra birkaç ay daha böyle gitti ama borsa tekrardan yükseldi.
İşte o Emre Bey dediğimiz adam kimdir? İşte o Emre Bey yıllardan beri bu işi yapar. Yurt dışı seyahatlere gider.
O yabancı fonların, fon yöneticileri Emre'nin görüşlerini dinlemek ister. Her gittiği yerde. Emre gelsin bize anlatsın denir. Onlar Türkiye'ye gelirler.
Mark Mobius'una kadar gider Emre'yle görüşürler. Ondan bir şey öğrenmek isterler ama bizim çaycının görüşüne göre bunlardan bir şey olsaydı Emre Bey zengin olurdu.
İşte öyle değil. O insanlar neyi alıp neyi sattıklarını anlamak için bir uzmana ihtiyaç duyuyorlar, bir uzman görüşünden faydalanıyorlar.
Sadece Emre'nin değil başkalarının yazdığı raporları da okuyorlar. Hepsini okuyup ondan sonra kendi kararlarını kendileri veriyorlar.
Siz de bu şekilde yapmalısınız. O kadar iyi biliyorlar ki bu insanlar bu işleri. Bir tane daha anımı anlatayım.
Biz bir gün bir portföy yöneticisiyle görüşmek için İsviçre'ye gittik. Ve İsviçre'ye gitmeden önce ben dayanıklı tüketim sektörüne de bakıyordum ve o sıralarda.
Beko diye bir şirket vardı zamanında.İyi yönetilen bir şirketti, piyasada da ucuzdu. Hakikaten çok ucuzdu tarihlerde. Bana "hangi hisseleri beğeniyorsun, hangi hisseleri alalım, hangi hisseler ucuz" dendiği zaman ben de o zamanlar beğendiğim hisselerin arasında Beko'yu da sayıyordum.
Biz bu portföy yöneticisiyle toplantıya girmeden evvel bizim genel müdür yardımcısı bana dedi ki "Bak burası Türkiye değil burada da gelip şimdi toplantıda adama hangi hisseyi beğeniyorsun dendiği zaman.
Beko'yu beğeniyorum falan deme, çünkü bu Beko'nun işlem hacmi fazla değil piyasa değeri de öyle çok büyük bir şirket değil. Bu adamlar büyük şirketlerlen ilgilenirler. Sen bu adama Vestel'i anlat, Arçelik'i anlat. Beko'yu anlatma dedi. Ben de "pekiyi" dedim, "sen daha iyi biliyorsun" Girdik toplantıya.

Adam bana sordu: "Vestel nasıl?" Güzel, beğeniyoruz Vestel bizim favori hissemiz. Peki Arçelik nasıl? Onu da beğeniyoruz ama daha az beğeniyoruz. Biz burada Vestel'in daha iyi olduğunu düşünüyoruz.

Adam da şöyle bir durdu baktı dedi ki: "Bence" dedi "ikisi de değil, Bence burada yatırım yapmak için en uygun olanı Beko" dedi. Böyle bir sessizlik oldu ben de dedim ki "Evet, bence de en iyisi Beko", "Niye o zaman söylemiyorsun?" dedi. Dedim "Şimdi işlem hacmi diğerlerine göre daha az olan bir senet Beko" Ben beğeniyorum ama işlem hacmi az olduğu için böyle sizin gibi portföy yöneticilerine bahsetmek istemedim.


Adam da durdu bir dedi ki:
İşlem hacmiyle bu işin ne ilgisi var? Ben sürekli alıp satacak değilim ki bir defa alacağım ondan sonra tutacağım uygun gördüğüm fiyattan satacağım. Bana göre bu işlem hacmi yeterlidir.
Sen şimdi bunu bir tarafa bırak, Beko hakkında ne düşünüyorsun bana bir anlat dedi. Ben de ona anlattım. "Evet ben de seninle aynı fikirdeyim" dedi. Ve onun bilmediği bir şeyi söylemedik belki de.
Ve bize de güle güle dediler ondan sonra. Yani bakın bu portföy yöneticisi dediğimiz kişi Macaristan, Polonya, Türkiye, Yunanistan, bütün bu bölgede yatırım yapan bir adam.
İşte o Beko'suna kadar böyle bu raporları okuyan, inceleyen neyi alıp neyi sattığını, hangi fiyattan alıp sattığını, bilen bir adamdı. Bunu da bilin diye söylüyorum. Çünkü siz alıp satarken, bu adamlar kadar iyi bilemezsiniz hiç bir zaman
O yüzden de bu raporlardan faydalanacaksınız. Onların size gösterdiği şekilde yatırım yapacaksınız. Böyle yatırım daha kolay. Yani teknik analiz yaparak, o trade disiplinine sahip olarak, risk yönetimi yaparak yapmaya göre
böyle yatırım daha kolay Üstelik o potansiyeli daha yüksek hisselere yatırım yaptığınız için de daha huzurlu olursunuz. İşte hepsinden de önemlisi burada bu, huzurlu olmak.
Bu iş yani borsaya gelip yatırım yapmak, borsa oynamak da diyebilirsiniz buna herkes göre bir iş değil. Eğer sürekli gidip bakacaksınız, benim hissem ne oldu diyecekseniz, eyvah ben aldım hisse düşüyor ben sattım hisse yükseliyor gibi davranacaksanız, bu iş size göre değil.

Neden, çünkü bu iş sizin huzurunuzu kaçırıyorsa, sizi hasta ediyorsa, sağlığınızdan oluyorsanız, o zaman ne zorunuz var? Böyle bir yatırım yapmayın. Borsadan falan uzak durun.

Öyleyse siz bu borsayı nasıl oynamalısınız? Siz borsayı kumarbaz gibi değil, kumarhane gibi oynamalısınız. Yani burada kumarhane için de bir risk söz konusu, bir şans durumu söz konusu, Ancak kumarhanenin burada bir avantajı var, kumarhane burada kumar oynamıyor dedik, kumarhane hesaplanmış bir risk alıyor. Siz de hesaplanmış bir risk almalısınız.

Bunu da nasıl yapacaksınız? Bir, ucuz hisselerden alacaksınız. İki, bu ucuz hisseler iyi şirketlerin ucuz hisseleri olacak. Üç, bunlardan bir portföy oluşturacaksınız, bir sepet yapacaksınız.

Dört, bunlar fiyatlarına geldiği zaman, artık pahalı hale geldikleri zaman bunları satacaksınız, pahalı olanları satacaksınız. Gene iyi olan, nispeten ucuz olan hisseler varsa onları araştırıp bulacaksınız, onlara geçeceksiniz. İşte bu şekilde yatırım yaptığınız zaman riskinizi azaltmış oluyorsunuz. Huzurunuz kaçmadan yatırım yapmış oluyorsunuz. Gece yattığınız zaman iyi uyuyorsunuz. Her şeyden de önemlisi zaten sağlığınız, huzurunuz. Yaptığınız yatırım huzurunuzu bozmamalı. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

İyi günler diliyorum!!!

27.10.2019

Karpfenfisch Nerfling - Alle Antworten auf Ihre Fragen!

Karpfenfisch Nerfling ist ein ziemlich großer Fisch, sein übliches Gewicht beträgt 2 - 3 kg, einige Exemplare sind viel größer.


Karpfenfisch Nerfling ist sehr vorsichtig, dies ist einer der Fische, deren Fang einem Hobbyfischer große Freude bereitet. Karpfenfisch Nerfling werden in Rudeln aufbewahrt, daher werden sie manchmal in großer Anzahl gefangen.

Karpfenfisch Nerfling gilt als nicht räuberischer Fisch. Mit einem Gewicht von 300 - 400 g frisst er bereits teilweise kleine Fische.


Karpfenfisch Nerfling sieht gut aus. Ihre Schuppen und Kiemendeckel sind golden gefärbt, die unteren Flossen sind hellrot, die Rücken und Schwanzflossen sind dunkel. Er sieht am Vorabend des Laichens besonders gut aus.

Sein Körper ist niedrig, sein Mund klein. "Karpfenfisch Nerfling" kommt in fast allen Flüssen und Bächen mit sauberem Wasser vor, der größte Teil jedoch in tiefen Flüssen mit mäßigem Verlauf.


Es kommt auch in großen Stauseen, in fließenden Seen und Teichen vor. Karpfenfisch Nerfling hält sich an eher tiefen Stellen mit Schluff, Sand oder Kiesboden und Mittelgang.

Er sammelt sich an Brücken, an versunkenen Abgründen, Klumpen von Lehm oder Steinen, mag besonders Strudel unter Dämmen und Gruben unter Rissen. Es kommt auch an Orten mit einer relativ schnellen Strömung vor, z. B. in Jets unterhalb des Überlaufs von Dämmen, haftet aber immer noch an Jets, bei denen die Strömung langsam ist.

Es steht vor der Küste unter Bäumen und Büschen, die über dem Wasser hängen, und ernährt sich von ins Wasser gefallenen Raupen und Insekten. Es sammelt sich in der Nähe von städtischen Schlammabläufen, besonders nach Regenfällen, wo es an der Grenze von schlammigem und klarem Wasser steht.

Nachts geht Karpfenfisch Nerfling aus, um sich an flachen Stellen zu ernähren, normalerweise an der Grenze zu einem Zuhälter oder Sturz. Zu diesem Zeitpunkt kann es fast am Ufer und auf Sandbänken gefangen werden. Er nähert sich den Ufern und während des Tages, aber nur nach starken Regenfällen.

Fang Karpfenfisch Nerfling. Karpfenfisch Nerfling ist einer der wasserempfindlichsten Fische. Wenn der Wasserstand im See sein Minimum erreicht, beginnt Karpfenfisch Nerfling ins Ob zu rutschen.


Dies ist die erfolgreichste Zeit zum Angeln. Dieses Ergebnis hält nur 1-2 Tage an. In dieser Zeit gelingt es dem gesamten Karpfenfisch Nerfling, den Teich zu verlassen.

Neben dem Sommerausgang gibt es im ide auch einen Herbstkurs. Ende September sammeln sich alle Fische in großen Herden und gehen in Wintergruben.

Von dort gehen einzelne Individuen vor dem Einfrieren zum Füttern aus und fallen oft auf Donks oder Futtertröge.

Im Frühjahr ist Karpfenfisch Nerfling für Köder äußerst selten, aber zu Beginn des Sommers wird es eher zu einem Raubtier, und im Herbst ziehen alle großen Fischarten zum Braten über.


An Sommerabenden spielt Karpfenfisch Nerfling oft in der Nähe der Wasseroberfläche, springt manchmal heraus und greift nach gefallenen Insekten. Diese Schilder weisen darauf hin, dass es an solchen Stellen geparkt ist und gefangen werden muss.

Zum Angeln von Karpfenfisch Nerfling sind je nach Gewicht die eine oder andere Angelrute und Angelschnur hinsichtlich der Belastbarkeit geeignet.


Karpfenfisch Nerfling 4 Buchstaben


Dies ist eine Hilfe für Fans, um Kreuzworträtsel, zum Thema Karpfenfisch Nerfling 4 Buchstaben.

Für die richtige Antwort Karpfenfisch Nerfling 4 Buchstaben - benutze das Wort Orfe.

22.10.2019

Para Kazandıran Mobil Uygulamalar - İnternetten Para Kazanma Fotoğraf

İnternetten para kazanma 2019, para kazandıran mobil uygulamalar ile devam ediyorum. Bu uygulamaların indirme linklerini video açıklamasına ekledim. Tıklayıp indirebilir ve hemen kullanabilirsiniz. Hazırsanız başlıyoruz.



1. WhatsAround / Fotoğraf Paylaş Para Kazan Whatsaround Instagram. Benzeri bir anlık sosyal fotoğraf paylaşım uygulaması. "Anlık" kelimesine dikkat. Çünkü daha önce çektiğiniz ve albümünüzde yer alan fotoğrafları paylaşamıyorsunuz. Sadece uygulama üzerinden anlık çektiğiniz fotoğraflar yayınlanabiliyor. Instagram’dan farkı ise paylaştığınız görsellerin aldığı beğeni ya da WoW oranında Shotcoin kazandırması.
Uygulamadaki "WoW" bir yüksek beğeni ifadesi olarak kullanılıyor. Diğer kullanıcılardan gelen her 20 WoW başına 1 Shotcoin kazanıyorsunuz Ayrıca örneğin profil bilgilerimizi tamamlamak, er takipleri yapmak,diğer görselleri oylamak, yorulamak gibi görevlerden ve seviye atlayarak da kazanabiliyoruz.
Ek olarak kendi referans linkinizden arkadaşlarınızı davet edebiliyorsunuz ve arkadaş başına 30 shotcoin’e kadar kazanabiliyorsunuz. Shotcoin nedir? Shotcoin bu uygulamanın puanına verilen bir isim aslında. Biriken coinlerinizle uygulamanın market bölümünden en sağlam kripto para birimlerinden biri olan Ethereum alabiliyorsunuz.
2850 Shotcoin 1 Ethereum'dur. 1 Ethereum ise 285 Dolar yani şu andaki kura göre 1680 Türk Lirasıdır. Ayrıca markette Amazon ve Strabucks hediye kartları gibi ürünler de var. Fakat bunlar henüz ülkemizde geçerli değil. Bu uygulamanın indirme linkini video açıklamasına ekledim.



2. EyeEm / Fotoğraf Çek Yükle Para Kazan. EyeEm de tıpkı WhatsAround gibi. Instagram tadında bir fotoğraf paylaşım uygulaması. WhatsAround’dan farkı ise eskiden çekmiş olduğunuz ve fotoğraf albümüzde yer alan bir fotoğrafın paylaşılabilmesi.
Yüklediğiniz fotoğrafın başlık ve anahtar kelime bilgilerini girdikten sonra "markette sat" seçeneğini işaretliyorsunuz, sonrasında bir gözden geçirme aşaması başlıyor. Gözden geçirme sonucunda fotoğrafınız beğenilirse. EyeEM marketinde ya da daha profesyonel fotoğraflar satan partner kuruluş olan Getty Images da satışa çıkarılabiliyor.
Hatta EyeEm’de şöyle güzel bir özellik var arkadaşlar. Programı yükledikten sonra izin verirseniz EyeEm, fotoğraf albümünüzü otomatik biçimde tarıyor, ve satışa uygun olan fotoğrafları bulup listeliyor.
Tabi bunu yaparken, WiFi'ye bağlanırsanız iyi olur çünkü epey yüklü bir veri transferi gerçekleşiyor. İnternet paketinizle yapmayın. Hatta çok vakit aldığı için gece uyumadan önce taramaya bırakırsanız, sabaha kadar fotoğraflarınız taranacaktır.
Sabah kadar fotoğraflarınız taranır. Sabah kalktığınızda, fotoğraf albümünüzdeki satışa uygun fotoğrafların listesini görebilirsiniz. İsterseniz bu fotoğrafları hemen EyeEM albümünüze ekleyebiliyorsunuz. Satış olursa da ücreti almaya hak kazanıyorsunuz. Peki fotoğraflarınız kaça satılıyor?
Marketteki fotoğraflarınızı görmek için; https://www.eyeem.com/marketplace de adınızı aratabilir ve çıkan sonuçlardaki bir fotoğrafınızın detayına giderek ardından da oradaki profil bağlantınıza tıklayarak tüm fotoğraflarınızı görebilirsiniz.
Getty images’da ise https://www.gettyimages.com/ adresine gittikten sonra yüklediğiniz fotoğrafın başlığını ve adınızı soyadınızı yazıp aratarak fotoğrafınızı görebilirsiniz. Benim markete kabul edilen 9 fotoğrafım ve Getty Images’a kabul edilen 1 fotoğrafım var. Örneğin bu fotoğrafım EyeEm markette lisans durumuna göre 20 dolar ile 250 dolar arasında satılıyor. Getty Images de ise yine lisans durumuna göre 50 ila 499 dolar arasında satılıyor.
Eğer pazarlama uygun portre ya da obje fotoğrafları çekerseniz bunların satılma olasılığı daha yüksek olur. Peki bu ücretlerin ne kadarını kazanıyorsunuz arkadaşlar? Hem Getty Images'de hem de EyeEm markette bu ücretlerin %50'si hesabınıza aktarılıyor. Geri kalan %50'yi ise komisyon olarak kesiyorlar. Sonra arkadaşlar biriken bakiyenizi uygulamaya tek tanımlı platform olan aypal üzerinden alabiliyorunuz. Bildiğiniz üzere ülkemizdeki çoğu şey gibi Paypal'da kapalı. Bulgaristan üzerinden bir paypal hesabı açarak bakiyenizi çekebilirsiniz. Hem uygulamanın bağlantısını hem de hem de yabancı ülkeden PayPal hesabı açma yöntemi linkini video açıklamasına ekledim. Endişe etmeyin ve para kazandıracak fotoğraflar çekmeye çalışın. Parayı ne yapar eder bir şekilde çekeriz.


3. Streetbees / Anket Doldur Para Kazan. Streetbees genellikle tüketici alışkanlıklarını ve tercihlerini anlayabilmek adına anketler sunan bir pazar araştırma uygulamasıdır. İngiltere merkezli Streetbees’in şu an 87 ülkede 2 milyon civarı kullanıcısı bulunuyor. Uygulama arayüzü WhatsApp’a benziyor. Anketleri de tıpkı WhatsApp'da yazışır gibi dolduruyoruz. Kullanımı kolay ve keyifli. Uygulamayı yükledikten sonra sizin ile ilgili bazı bilgiler isteniyor.
Bunları doldurup ekledikten sonra bu bilgiler ile size uygun anketler gönderiliyor. Uygulamayı yüklemeden önce hemen bir Papara hesabı açmanızı öneririm çünkü başlangıçta bilgileriniz ile birlikte sizden Papara hesabı da isteniyor. Bu istendiğinde hemen Papara numaranızı yapıştırıp göndermelisiniz. Böylelikle anketlerden kazandığınız ücret en geç 2 hafta içinde. Papara hesabınıza yatırılıyor. Papara’dan da bakiyenizi kendi banka hesabınıza kolayca çekebiliyorsunuz.
Peki Streetbees anketleri nasıl? Anketler uygulamadaki canlı hikayeler bölümünde görünüyor. Tatil, ürün tercihi ya da kiler dolabınızdaki ürünler ilgili pek çok farklı kategoride görevler çıkabiliyor. Bana en son gönderilen canlı hikayeyi, anketi göstereyim. Bu görevin konusu tatiller. Başlığın hemen üzerinde de kontenjan bulunuyor. Kontenjan dolduğunda anket de kapanıyor. Elinizi çabuk tutup yapmalısınız. Bu 2 liralık bir anket fakat bazen 5 bazen de 20 lira ödemeye varan anketler gönderilebiliyor.
Bu görevlerde bazen sadece yazışıyor, bazen de hem yazışıp hem de bizden istenen şeyin fotoğrafını gönderebiliyoruz. Bu bazen dolabımızın, bazen arabamızın ya da bazen gittiğimiz tatilin fotoğrafı olabiliyor. Anketi tercihlerimize göre doldurup gönderdikten sonra, etkinlik bölümünde incelemede bekliyor ve incelenip onaylandıktan sonra ödemeyi almaya hak kazanıyoruz. Uygulamanın indirme linkini video açıklamasına ekledim.


4. Bounty / Görev Yap Para Kazan. Bounty, Netaş Wesley Clover Teknoloji Fonu‘ndan 1 milyon dolarlık yatırım alan yerli ve milli bir gizli müşteri uygulamasıdır arkadaşlar. Bounty uygulamasını indirdikten sonra karşınıza bazı anketler ve lokasyon bazlı görevler çıkıyor. Bunları tamamladığınızda görev başına 5 liradan, 15 liraya kadar para kazanıyorsunuz.
Hemen size bir iki görev örneği göstereyim. Mesela burada bir depozito kontrol görevi var. Hemen önce üzerine sonra çıkan ekranda sorular sekmesine tıklayalım. Sorular alanında görevin nasıl yapılacağı tarif edilmektedir.
Burada mesela "Bu görevi yalnızca üzerinde "depozitolu" yazılı 200 ml am şişe coca cola, sprite, fanta ürünlerinden en az birini noktalarda gerçekleştirebilirsin" yazıyor. Yani önce "200 ml cam şişe coca cola, sprite, fanta satan bir market bulmalıyız". Ardından marketin isimini yazacağız ve marketin tabelasının da yer aldığı geniş açılı bir fotoğraf çekeceğiz. Sonra ürünlerin bulnduğu dolabın fotoğrafını, ürünü tüketirken ve şişe üzerindeki depozitolu ibaresinin fotoğraflarını çekip uygulamada istenen alana yükleyeceğiz.
Hemen başlaya tıkladığınızda arkadaşlar görevi tamamlamak için 1 saat gibi bir süreniz oluyor. Bu gibi görevler dışında mesela örneğin tıbbi mümessil, satış uzmanı gibi araba ile çok gezen insanlara uygun mükemmel görevler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Benzinlik Denetleme görevleri. Uygulamada belirtilen benzinliklere gidip hizmetin işleyişini, temizliği ya da tabelaları falan denetleyip, fotoğraflayarak kazanç sağlıyorsunuz.
En yüksek ödemeli görevler de bunlardır. Mesela şu 15 liralık göreve bakalım. Bu görevde lokasyonu verilen benzinliğe gitmeni bu alanda bulunan tüm görsel tabelaların fotoğrafını çekmeni istiyoruz. Yani geniş açılı bir kaç fotoğraf çekmeniz iş görecektir. Sorulara bakalım. Özetle fotoğrafları çekiyorsunuz, lokasyonu gönderiyorsunuz ve 15 lirayı alıyorsunuz. Ayrıca sisteme sizin üzerinizden kayıt olan her arkadaşınız için de 100 puan kazanıyorsunuz. Sincap'lar da denilen yerel ve genel liderlik sıralamasında bu puanlar size avantaj sağlıyor. İndirme linkini video açıklamasına ekledim. Sonuncu para kazandıran mobil uygulamamız.


5. Yandex Toloka Mobil. Size daha önce anlattığım Toloka platformunun mobil uygulamasıdır. Burada daha çok lokasyon bazlı görevler bulunuyor fakat bunlar normal görevlerden daha çok kazandıyor. Örneğin masaüstü görevlerinden 3 sent 5 sent kazanırken, mobil lokasyon görevlerinden 30 cent’e kadar kazanma şansınız var.
Tek yapmanız gereken uygulamayı açıp "kurum girişlerinin tespit edilmesi" linkine tıklayıp ardından konumunuza tıklamanız ve yakınınızdaki görevlerden birini seçip yapmanız. O lokasyona gidip başla sekmesine tıklıyorsunuz. Önce kurumun hala yerinde olup olmadığını belirtiyor, sonra fotoğraflarını çekip yüklüyor, ardından yer imini kurum girişinin önüne çekiyor ve kurumun girişi ile ilgili "iki girişi var ya da sağ cephedeki girişi iptal edilmiş gibi" bilgi veriyorsunuz ve gönder’e tıklıyorsunuz.
Göreviniz incelendikten sonra tutar bakiyenize hemen yanstılıyor. Özellikle bir yere gittiğinizde yolunuzun üstünde olan kurumları kaydederek kazanç sağlayabilirsiniz. Para kazandıran mobil uygulamalar videomuzun sonuna geldik. Arkadaşlar bunlar böyle çılgınca para kazandıran uygulamalar değil. Bunlar telefonunuzda bulunsun böyle aşırı yer kaplayan uygulamalar değil. Ara ara aklınıza geldikçe görev yaparak ek gelir elde edebilirsiniz.



Para kazandıran mobil uygulamalar 2019 ve için 2020. İnternetten para kazanma yolları. Blogu daha sık ziyaret edin, bu bağlantıyı arkadaşlarınızla paylaşın! Herkese iyi şanslar!